DİĞER
Bugün artık soru şudur: Polemik, tarih sahnesinde bulunma imkânlarını yitirmiş midir; ki yitirmiş olsa gerektir. Bunun için gerekli “taraflar” epeydir tasfiye olmuşa benzer...
Emrah Serbes'in asıl ihlalciliği son iki romanında boy gösteriyor. Bu iki roman da, “ben” anlatıcı ergen başkişileri, onların yaşadıkları hayata olan itirazları, kucaklarında buldukları argo ve alkol, daha ilk adımda J. D. Salinger'ı çağrıştırıyor
Onat Kutlar'ı bizden ayıran ve gittikçe daha da vahşileşen teröre ve katliamlara inat, yeter ki perdesi kararmasın diye...
Tevfik Fikret, edebiyatından çok ahlâkî bir timsal, etrafında efsanelerin uydurulduğu bir isim olarak ortaya çıkarıldı. Peki, ölümünün 100'üncü yılında Tevfik Fikret'i gerçekten biliyor muyuz...
Kendi bireysel geçmişimizi ne kadar biliyoruz? Aile sırlarını? Davranışlarımızı, hissedişlerimizi, anlık tepkilerimizi nasıl biçimlendiriyor bu bilmediklerimiz? Akif Kurtuluş'un ikinci romanı Ukde bu tür sorularla yüzleşme cesaretine bir davet...
Şimdi bütün hukukçular ve hukuk eğitimi almakta olan öğrenciler kendilerine şu soruyu sorsunlar: “Sait Faik’in hangi eserlerini okudum?’’ Aramızda Sait Faik’in bir eserini okuyan sadece bir kişi bile varsa bu ülke için hâlâ umut var demektir
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık